25 Eylül 2012 Salı

Neşet Ertaş...




Bozkır çocuk olmaya izin vermez, gençliği de zindana çevirir. Kitaplara ve türkülere sığınmak şarttır. 30 yıl boyunca  denize kıyısı olan, aydınlık, ferah bir kentte yaşama şansım olmadı. Yaşadığım en iyi yer ancak bozkırın ortasıydı. Pencereden gördüğüm uçsuz bucaksız düzlükleri deniz yapmaya o zamanlarda başladım.Türküleri o zaman öğrendim.   

Türküler elimden tuttu, karanlıktan çıkardı. Henüz dünyanın her yerinde aynı ölçüde canımın sıkılabileceğini öğrenmemişken, bulunduğum yeri mütevazı bir cennete çevirdi.  Henüz insanın yaşadığı yere benzediğini öğrenmemişken, taşranın buhranlı da olsa, Anadolu’nun bir parçası olduğunu öğretti. Bozkır, türküler kadar güzeldi. En çok da Neşet Ertaş’ın türküleri.

Ben bugün Neşet Ertaş’tan ayrıldım. Ama türküleri benimle beraber... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder